5 Şubat 2013 Salı

Daisy / Deiji / Papatya (2006)



Çiçekler aşkı getirebilir fakat aynı şekilde ölümü de. Üstümdeki barut kokusunu çıkarması umuduyla onun resmedeceği çiçekleri yetiştirmeye başladım. Lakin ruhumun derinliklerindeki koku hiç kaybolmuyor.

Küçük tesadüfler, yanlış anlaşılmalar ve değişen üç yaşam... Amsterdam'da yaşayanbir genç kız... Uyuşturucu mafyasının emrinde bir kiralık katil ve gizli bir operasyon yürüten genç bir polis...

Hye-Young, Amsterdam'da bir meydanda resim yaparak geçimini sağlayan güzel bir ressamdır. Park Yi ise bir uyuşturucu mafyasının emrindeki bir kiralık katil. Bir gün Park Yi, Hye-Young'u bir papatya tarlasında resim yaparken görür ve ona aşık olur fakat karşısına çıkmaya cesaret edemez. Bu yüzden Hye-Young'un çalıştığı meydanı gören bir daire kiralar,  sevdiği kızı o daireden izler ve her gün tam 16:15'te kapısına papatyalar bırakır. Hye-Young bu gizemli kişinin kim olduğunu bilmeden ona aşık olmuştur bile...


Kim olabilir ki? Bana her gün 4:15'te çiçek gönderiyor. Papatyanın anlamına baktım: Gizli aşk demekmiş!

Öyle güzel bir film ki Daisy, insan izlerken yüreğinde bir sıcaklık hissediyor. Bir insanın, katil bile olsa kalbine sevgi tohumları ekebileceğini, barut kokuları arasında da olsa papatyaları koklamak istediğini gösteriyor. Birini onunla hiç konuşmadan, karşısına çıkamadan da sevilebileceğini gösteriyor. Küçücük tesadüflerin, yanlış anlaşılmaların, hataların insanın hayatını ne denli değiştirebileceğini gösteriyor. İzlerken filmin içinde kaybolup gidiyorsunuz.


Benim için papatyalar ay çiçekleri gibidir. Von Gogh ay çiçeklerini çizmiş. Ben de papatyaları...

Gel gelelim oyunculara... Jun Ji-hyun her zamanki gibi burada da mükemmel oyunculuk yeteneklerini sergilemiş. Öyle iyi bir oyuncu ki karakteri oynamıyor, yaşıyor resmen. My Sassy Girl'den beri kendisinin büyük bir hayranıyım zaten. Jung Woo-Sung beni A Moment To Remember'da kendine hayran bırakmıştı, Daisy ile hayranlığım bin kat daha arttı diyebilirim. Yahu sen nasıl bir oyuncusun ki bir karakteri bu kadar iyi yaşatabiliyorsun, karakterin içindeki her duyguyu yüzüne böyle güzel yansıtabiliyorsun be adam? İnsan demez mi ben böyle güzel oynarsam bu insanlar bütün filmlerde beni görmek isterler, kriterlerini yükseltirler, her oyuncuyu beğenmezler ille de beni izlemek isterler diye? En beğendiğim erkek oyuncular arasında en üstlerden yer edindin bile. Emeğine sağlık, sen hep oyna biz de dibimiz düşe düşe izleyelim. Lee Sung-jae'yi daha önce bir yerde izlemedim sanırım ama o da filmde iyi iş çıkartmış.

Filmin en güzel yanlarından biri de güzelim Amsterdam manzarasını gözler önüne sermesi. Şehri öyle güzel gözler önüne sermişler ki hayran kalmamak mümkün değil. Filmin sonunda çalan harika şarkı ise tam anlamıyla filmi özetliyor. Kısacası film oyuncularıyla, konusuyla, şarkılarıyla, mekanlarıyla, papatyalarıyla her şeyiyle mükemmel. En sevdiğim filmler listesinde.


2 yorum:

  1. Merhabaalar yorumunu gördüm ve hemen senin ismini de yazdım , senin için de bir mimim var cevaplarsan sevinirim :)
    http://onelittledreamergirl.blogspot.com/2013/02/gecikmis-mim-cevapalarm.html

    YanıtlaSil