6 Şubat 2013 Çarşamba

Mim: 11 Gerçek, Sorular ve Cevaplar

 

Merhabalar~! Yine kendimi zorla mimletmiş bulunuyorum. Uzun zamandır -dün hariç- bloga yazmıyordum ve mim görünce de dayanamadım yazmak istedim. Sağolsunlar onelittledreamergirl ve küçük filozof da beni mimlediler. Önce hakkımda 11 gerçek yazıp sonra gönderilen 11 soruyu cevaplıyor ve mimlediğimiz kişilere 11 soru soruyoruz. Mimlenmek isteyen olursa 11 soru hazırlarım sizin için. ^^

Hakkımda 11 Gerçek

// Çok hayalperest bir insanım. Yani ciddi anlamda çok çok hayalperestim, öyle böyle değil. Gerçi son zamanlarda bu özelliğimde bir miktar azalma var ama geçici olduğunu düşünüyorum.

// Altı yıldır (yani hatırladığım kadarıyla, daha çok da olabilir) migrenim var ve hayatımı ciddi anlamda etkiliyor. Bu yüzden konuşurken, yazarken, tweetlerimde bile migrenime çok fazla atıfta bulunurum, yadırgamayınız. :)

// JYP Nation hayranıyım. Ciddi anlamda deli gibi takıntılı manyak bir JYP Nation hayranıyım. En sevdiğim erkek  grubu 2PM, kız grubu da Miss A. JYP Nation'ın bütün sanatçılarına, eski stajyerlerine bile hayranım. Park Jin Young'u çok severim. Benim için 2PM ve Jay Park aynı anlama gelir. Yani ikisi de en sevdiklerim.

// Çok kıskancım. Sevdiğim insanları, dizileri, filmleri, müzikleri çok kıskanırım. Ama bu özelliğimde de ciddi anlamda bir azalma var. Artık müzik, film falan olaylarını takmıyorum yani onlara dair bir kıskançlığım yok  ama eskisi kadar olmasa da sevdiğim insanları başkalarından kıskanıyorum.

// Dışardan soğuk görünüyormuşum, öyle diyorlar ama sakın inanmayın! Normalde çok sevecen biriyimdir. Hele karşımdaki insanı seviyorsam aşırı sıcakkanlı olabiliyorum.

// Çok çok çok fena Harry Potter hayranıyım.

// Çok kitap okurum, her şeyi okurum. En çok fantastik ve tarihi kitapları severim. Politik kurgu da çok okuduğum türler arasında.

// Bir insanı sevdiğimi de sevmediğimi de çok belli ederim. Yani ediyormuşum, öyle diyorlar.

// Aşırı aşırı aşırı ön yargılı bir insanım ama ön yargılarımı yıkabildiğim zaman o ön yargıyla yaklaştığım şeyi çok severim genelde. (Bkz: Harry Potter, Kore hatta en yakın arkadaşım bile )

// Çok takıntılı bir insanım bir şeye taktığım zaman yıllarca o şeye bağlanabiliyorum.

// Rpg oyunlarını ve rp yazmayı çok severim.

// Yazmayı çok severim ama çok ayrıntılı yazarım. Blogda okuyanları sıkmamak adına ve fazla zaman bulamadığım için genelde kısa yazıyorum ama normalde çok ayrıntılı ve uzun yazarım.

Onelittledreamergirl'ün Soruları

1. Burcunuzun hangi özelliklerini taşıyorsunuz?
Aslan burcuyum ve özgüven hariç çoğu özelliğini taşıyorum sanırım.
  
2.Takip ettiğiniz bir dergi varmı?
Hayır. Eskiden bütün ergen gergilerini alırdım ama şimdi hiçbir dergiyi takip etmiyorum.
   
3.Takip ettiğiniz diziler hangileri?
Uzun zamandır dizi izlemiyorum. Yarım bir sürü Kore dizim var o yüzden onların isimlerini tek tek yazmayacağım. Supernatural, Revolution ve Game of Thrones izliyorum diyelim. Türk dizilerinden de 20 Dakika ve denk geldikçe Avrupa Avrupa ile Seksenler. İşler Güçler'i de çok seviyorum ama izleyecek vaktim olmuyor. Eskiden Kuzey Güney'i de hiç kaçırmazdım ama şimdi pek izlemiyorum.
 
 4.Hangi müzik türünü severek dinliyorsunuz?
Çok fena ortaya karışık olacak ama şöyle sıralayım:

-Rock (Türleri var tabi eskiden her türlü rock & metal dinlerdim ama şimdi genelde slow olanları dinliyorum.)
-Folk (Bunu bilmeyenler için nasıl açıklasam bilemedim. Laura Marling tarzında diyelim.)
-Kpop (Genelleme yaptım Kpop diyerek tabi Krock, ballad falan da var içinde işte.)
 -Piyano solo. En büyük hobilerimden biridir. Eserlerin de şarkıların da piyano versiyonuna bayılırım.
 -Ballad
 -Klasik 

5.Benim her film ya da dizide bir yakışıklım vardır , sizin de varmı bir yakışıklınız? :)
Her dizide birkaç tane haha.
 
6.Öğrencimisiniz değilseniz ne işle uğralıyorsunuz?
Öğrenciyim.
   
7.Olmazsa olmaz aksesuarınız hangisidir?
Öyle bir şey yok. Ama eskiden bir kolye taktığım zaman aylarca boynumdan çıkarmazdım. Son birkaç yıldır o huyumdan da vazgeçtim.
  
 8.En etkilendiğiniz kitap hangisiydi?

-Bozkurtların Ölümü - Hüseyin Nihal Atsız
-Ve tabii ki Harry Potter'ın bütün kitapları. Ama içlerinde seçim yapacak olursam. Ölüm Yadigarları, Ateş Kadehi ve Sırlar odasının yeri başkadır.  

 9.En etkilendiğiniz film hangisiydi?
American History X

 10.Tarihte kendinize örnek aldığınız bir karakter varmı?
Hz Muhammed (s.a.v), Mustafa Kemal Atatürk

11.En sevdiğiniz kozmetik ürününüz hangisi?
Siyah göz kalemim.

Küçük Filozof'un Soruları

 -Neden YGE, SME değil de JYPE?
SM'i şirket olarak sevmiyorum. Yani bazı sanatçılarını seviyorum ama şirket anlayışı sadece para kazanmaktan ibaret bence. (SM Town hayranı arkadaşlar kızmasınlar, bunlar sadece kendi görüşlerim.)
YG'yi çok severim zaten YG Papa'yı da sanatçılarını da çok seviyorum ama JYP'den daha çok sevmiyorum.
JYP bence mükemmel bir şirket. Tam bir aile gibi böyle. Tabii ki eğlence sektörü bu, hiçbir şeyin aslını bilemeyiz ama ben JYP'yi aile şirketi olarak görüyorum. Park Jin Young'uyla, sanatçılarıyla, şarkılarıyla her şeyleriyle JYP bir numara benim gözümde. Sıcacık bir şirket. Canım onlar benim. :)

-Neden 2PM?
Bir şeyi neden çok sevdiğimizi açıklamak çok zor. Neresini anlatsak bir yanı eksik kalacak ama biraz deneyeyim. Çok kaliteli bir grup 2pm bir kere. On kişilik gruplar bir tane ana vokalistle idare ederken 2pm'de üç ( hatta Jay varken dörttü) mükemmel ana vokalist var. Bunlar Junsu, Junho ve Wooyoung  Taecyeon zaten çok çok başarılı bir rapçi ve Chansung ile Nichkhun da vokal konusunda kendilerini çok geliştirdiler. Diğer gruplar gibi farklı olmaya çalışırken sıradan olmuyorlar. Bakarsanız çoğu grup aynı tarzda giyiniyor ama 2pm hep klasik bir çizgide duruyor. Sıcacık bir gruplar bir kere. Bana çok içten geliyorlar. (Mesela MBLAQ'i de çok severim ve bunun en büyük nedeni onların da doğal olmaları.) Şarkıları, dansları her şeyleri çok güzel ve en önemlisi de Nichkhun başta olmak üzere bütün 2pm üyelerini çok çok çok çok çok ama çok seviyorum.

-Burcun?
Aslan. ( En güzel burç diyerek tipik Aslan havamı da atayım.)

-Çok sevdiğin 5 şey.
-Harry Potter Serisi
-Müzik dinlemek
-Film izlemek
-Kitap okumak
-Yazmak

-Ekolün?
Bu soruyu pas geçiyorum.

-Nefret ettiğin 5 şey.
-Migrenim
-Yalan
-Parfümler, kolonyalar ve özellikle de oda parfümleri
-Saçıma-kıyafetime yemek-sigara kokusu sinmesi
-Emin olduğum bir konuda benimle iddialaşılması


-Yapmak istediğin 5 şey.
-Migenimden kurtulmak.
-Hayallerimi gerçekleştirmek. (Çok özele girmemek adına böyle yazdım.)
-Dünya turu! Kim istemez ki?
-Bir sürü bir sürü bir sürü kitap okumak.
-Bir sürü  film izlemek.


-Kpop'ta favorilerin?
-JYP Nation.
-Jay Park 
-Rain
-Big Bang & 2ne1
-T-ara, Sistar, MBLAQ, JYJ, FT Island
-Nichkhun!
-Suzy!
-Ostler!
-Bayan vokal: Hyorin
-Erkek vokal: G.O 
-Özel ödül: Hyuna
  
Bu böyle gider. =)

-Neden edebiyat? Müzik ya da resim değil de, neden edebiyat?
Aslında son dönemlerde yoğun olarak edebiyat. Resim yapabildiğimi ve gitar çaldığımı da hesaba katarsan aslında üçünden de var.

-Neden blogger? Tumblr ya da domain adresi yerine neden blogger?

Tumblr'ım var zaten ama orayı daha çok fotoblog olarak kullanıyorum. Blogger ise yazmak için en ideali bence.

5 Şubat 2013 Salı

Daisy / Deiji / Papatya (2006)



Çiçekler aşkı getirebilir fakat aynı şekilde ölümü de. Üstümdeki barut kokusunu çıkarması umuduyla onun resmedeceği çiçekleri yetiştirmeye başladım. Lakin ruhumun derinliklerindeki koku hiç kaybolmuyor.

Küçük tesadüfler, yanlış anlaşılmalar ve değişen üç yaşam... Amsterdam'da yaşayanbir genç kız... Uyuşturucu mafyasının emrinde bir kiralık katil ve gizli bir operasyon yürüten genç bir polis...

Hye-Young, Amsterdam'da bir meydanda resim yaparak geçimini sağlayan güzel bir ressamdır. Park Yi ise bir uyuşturucu mafyasının emrindeki bir kiralık katil. Bir gün Park Yi, Hye-Young'u bir papatya tarlasında resim yaparken görür ve ona aşık olur fakat karşısına çıkmaya cesaret edemez. Bu yüzden Hye-Young'un çalıştığı meydanı gören bir daire kiralar,  sevdiği kızı o daireden izler ve her gün tam 16:15'te kapısına papatyalar bırakır. Hye-Young bu gizemli kişinin kim olduğunu bilmeden ona aşık olmuştur bile...


Kim olabilir ki? Bana her gün 4:15'te çiçek gönderiyor. Papatyanın anlamına baktım: Gizli aşk demekmiş!

Öyle güzel bir film ki Daisy, insan izlerken yüreğinde bir sıcaklık hissediyor. Bir insanın, katil bile olsa kalbine sevgi tohumları ekebileceğini, barut kokuları arasında da olsa papatyaları koklamak istediğini gösteriyor. Birini onunla hiç konuşmadan, karşısına çıkamadan da sevilebileceğini gösteriyor. Küçücük tesadüflerin, yanlış anlaşılmaların, hataların insanın hayatını ne denli değiştirebileceğini gösteriyor. İzlerken filmin içinde kaybolup gidiyorsunuz.


Benim için papatyalar ay çiçekleri gibidir. Von Gogh ay çiçeklerini çizmiş. Ben de papatyaları...

Gel gelelim oyunculara... Jun Ji-hyun her zamanki gibi burada da mükemmel oyunculuk yeteneklerini sergilemiş. Öyle iyi bir oyuncu ki karakteri oynamıyor, yaşıyor resmen. My Sassy Girl'den beri kendisinin büyük bir hayranıyım zaten. Jung Woo-Sung beni A Moment To Remember'da kendine hayran bırakmıştı, Daisy ile hayranlığım bin kat daha arttı diyebilirim. Yahu sen nasıl bir oyuncusun ki bir karakteri bu kadar iyi yaşatabiliyorsun, karakterin içindeki her duyguyu yüzüne böyle güzel yansıtabiliyorsun be adam? İnsan demez mi ben böyle güzel oynarsam bu insanlar bütün filmlerde beni görmek isterler, kriterlerini yükseltirler, her oyuncuyu beğenmezler ille de beni izlemek isterler diye? En beğendiğim erkek oyuncular arasında en üstlerden yer edindin bile. Emeğine sağlık, sen hep oyna biz de dibimiz düşe düşe izleyelim. Lee Sung-jae'yi daha önce bir yerde izlemedim sanırım ama o da filmde iyi iş çıkartmış.

Filmin en güzel yanlarından biri de güzelim Amsterdam manzarasını gözler önüne sermesi. Şehri öyle güzel gözler önüne sermişler ki hayran kalmamak mümkün değil. Filmin sonunda çalan harika şarkı ise tam anlamıyla filmi özetliyor. Kısacası film oyuncularıyla, konusuyla, şarkılarıyla, mekanlarıyla, papatyalarıyla her şeyiyle mükemmel. En sevdiğim filmler listesinde.